Sayfalar

30 Aralık 2011 Cuma

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•Yeni Yıl Hedefler, Evlilik ve Dahası...•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

Yeni bir yıla girerken, sizlere huzurla, mutlulukla, sevgi ve saygıyla dolu geçireceğiniz nice seneler dileyerek başlıyorum bu yazıma...

***


Evleneli daha 7 ay oldu, bu konuda ahkam kesecek değilim, ama bugün karşılaştığım bir yazıyı ve siteyi sizlere tavsiye edeceğim. İnsan okudukça kendini yeniliyor sanki. O yüzden ben bugün abone oldum bu siteye... 
Çocuk eğitimiyle ilgili de oldukça güzel ve faydalı bilgiler içeriyor. Bazen insanın sevgisinin fazlasının bile zarar verebileceğini gözler önüne seren bilgilerle dolu. Yazının tamamını paylaşmak isterdim ama iki konu üzerinde durmak istiyorum bugün, o nedenle 'key point'lerini paylaşacağım yazının tabiri caizse...
***
Kız idim sultan idim, nişanlandım han oldum.
Gelin oldum kul oldum, ayaklara çul oldum. (hehe!)

Kur’an-ı Kerim, evlilik akdi için ağır ve mesuliyetli bir sözleşme tabirini kullanıyor (Nisa Suresi 21).

Bakmayın siz evlilik için şekerli çiğ köfteyle, acılı baklavayı yiye bilme becerisidir” dediklerine.
 Evlilik; birlikteliğin tek başınalığa zaferidir.
Evlilik, saadet sarayını inşa etmektir. Mutluluk şalını ilmek ilmek örmektir. Sabır aşını hafif ateşte pişirmek, sonra da sevgi ve hoş görü ile yemektir. Mutluluk yolunun üzerindeki eneleri, kaprisleri, kin, nefret ve olumsuz duyguları ayıklamaktır.


Evliliği yanan bir ateşe benzetebiliriz. Ateşin devamlı olması için sürekli beslenmesi gerekir, tıpkı bunun gibi evliliğin sağlıklı yürümesi için de daima beslenmesi, yatırım yapılması gerekir.

Evlilik yağmalamak veya yağmalanmak değildir. Bireylerin sahip oldukları tüm dengeleri ortaya koyarak, paylaşması, zenginleşmesi ve zenginleştirmesidir. Kadın için erkek, erkek için kadın; dünyanın öte yarısını anlamak, tanımaktır. Karşı kıyıya köprü kurmaktır evlilik. Bütünleşmek, tamamlanmaktır.


Her zincir, en çürük halkası kadar güçlü ve dayanıklıdır.” Eşler farklılıkları bilir ve gerektiğinde farklılıklarla ilgili bir kabul geliştirirlerse, kendi zincirlerini, onarabilir ve daha sağlam birliktelikler oluşturabilirler.

Uzm. Dr. Kenan Taştan / NurNet.Org / Evliliğinizin Kaçıncı Kilometresindesiniz Kitabından Alıntıdır…


 ********************************************

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•


İlk blog yazımı yazdığımda (hatırlamayanlar için burda) 2011 hedeflerimden birinin blog yazmak olduğundan bahsetmiş ve gerçekleştirdiğim için nasıl mutlu olduğumu anlatamamıştım bir türlü.

2011'in son günlerinde size 2012 hedeflerinizi belirlemenizi ve gelecek günlerde hep yepyeni şeylerle dolu dolu geçirmenizi öneririm. Bunun için bebek adımlarıyla ilerlemenizi tavsiye ediyorum. Önce bir adım, sonra bir adım. ("One step at a time" derler ya hani ;) ) Hepsi birden oldu mu, insanın gözü korkuyor. 

Aşağıda göreceğiniz resim pinterest'ten alıntıdır ama her gün post-itlerime yazdığım yapılacakları bir panoya assaydım sanırım böyle bir görüntü çıkardı, hatta belki daha bile uzun. :)

Ben hemen hızlıca kendi 2012 hedeflerimi paylaşayım, Allah'ın izniyle ve biraz da azimle gerçekleştirebilmek duasıyla...

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

Bismillahirrahmanirrahim, 

  1. İbadetlerime daha sıkı sarılmak ve ibadetlerimin daim olmasını sağlamak, bulunduğum konumda kalmayıp her gün biraz daha ilerlemek istiyorum Allah'ın izniyle.

  2. DIY (Do it yourself) el becerilerimi geliştirebileceğim yeni birşeyler öğrenmek ve devam ettirmek istiyorum inşallah bu yıl.

  3. Kendi potansiyelimin farkına vararak, daha enerjik olmayı, daha çok işler başarmayı hedefliyorum :)

  4. Geçen seneki hedeflerimden sporu hayatımın her alanına dahil etmek, içime işlemesini sağlamak istiyorum.

  5. Yeni planlar ve yeni düzenler söz konusu olabilir, her zaman açık olmayı hedefliyorum ;)

  6. Eşimle yurt dışı gezisi ve özellikle Umre ziyaretimizi yapabilmeyi çooook çoook istiyorum Allah'ın izniyle.

  7. Daha çok arkadaş edinip daha sosyal olmak istiyorum. Güzel dostlukların beni bulması için dua ediyorum.

  8. İş yerinde daha aktif, daha başarılı olmak için çözüm üretmek ve uygulamak istiyorum.

  9. Yeni yemek tarifleri öğrenip uygulamak için can atıyorum. :)

  10. Yurtdışı seyahatleriyle ilgili yazılar yazmak, bloğumu daha güzel daha başarılı hale getirmek istiyorum. 

  11. Elimdeki meziyetlerden en az birinde uzman olarak anılmak istiyorum. :)

  12. Grafikerlik kursu isteğim geçen yıldan bu yıla sarkan bir diğer hedefim. İnşallah bu yıl başarılı olurum.

    *****

    Düşündükçe daha da yazası geliyor insanın ama bunları başarmak zaman, azim ve kararlılık gerektiriyor. Rabbim hepimizin hedeflerini gerçekleştirmemize yardımcı olur inşallah.  

Bir de bunları yazınca nazar değiyor ve bir aksilik çıkıyor ama ben amin diyenlerin kendi isteklerinin de kabul olmasını diliyorum ;) 

Bir taşla iki kuş,  tövbe tövbe :)

***

Yabancı kaynaklar için bir tık

buraya tık tık

***

Umarım sevdiklerinizle geçireceğiniz yeni bir yılda yepyeni güzellikleri önce kendinize ve sonra tüm sevdiklerinize yaşatma imkanı bulursunuz.

Hepinize sevdiklerinizle musmutlu yıllar diliyorum şekerler.

Yepyeni bir yılda görüşmek üzere ;)

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

 

SEVGİLER

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•



29 Aralık 2011 Perşembe

!:♥ ♥ ♥ Bebeko'nun seyir defteri Vol I... (Nişan & Kına & Düğün) ♥ ♥ ♥

♥ ♥ ♥ Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim”  ♥ ♥ ♥

Daha önce bu başlıkla gene aynı resimleri paylaştığım bir yazım vardı ama ikinci kısmı bu yazının üstüne yazınca, yazım da malesef ki yok olmuş oldu. :( 
Onlar yok olunca, ben de üşenmedim, oturdum resimlerle oynadım ve tekrar bu postu yazmaya karar verdim.

Bakalım eski resimlerin yeni hallerini beğenecek misiniz?!

Meşhur nişan fotoğrafımız... :)


Ala dergisinde de yayınlanan, oldukça sevdiğim bir diğer nişan fotoğrafım:

Bu da misafirleri selamlama kısmı...
Nikahımız kıyılmadan önce Kasrı'n balkonundan tüm konuklarımızı selamladık, oldukça hoş bir andı. Kendimi Kate Middleton gibi hissetmiştim doğrusu.




Bu da kınamdan:
 

Avuç içi güllerimi nasıl buldunuz şekerler?

Daha başka kına resmi de yayınlamak isterdim canlarım ama üstüm pek müsait değildi ;)

Bunlar da kınada hediye olarak dağıttığımız saksı şeklinde mandallar...( Canım anneciğim ve kardeşimle oturup tek tek hazırlamıştık. )
 



Gelinlik ayakkabılarım... 


Ayağımı öyle bir sürtmüş olmalıyım ki benden hemen 6 ay sonra canım kardeşim de evlenerek bu mutluluğu tatmış oldu. :)
Maşallah Barekallah demeyi unutmuyoruz tabi ;)
Darısı tüm bekarların başına inşallah. 

♥ ♥ ♥ Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim”  ♥ ♥ ♥

27 Aralık 2011 Salı

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•DÜN-BUGÜN-YARIN•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•Yeni Blogcuya Destek•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•
Bugün ne yaptım?
İşe geç geldim.
Neden?
Uyandım ama uyanmak istemedim,
Kronik yorgunluktan bıktımmmmmmmmmmmmmmm!
Amerika'daki onca soğuğa rağmen olan enerjimi geri istiyorum. 
"Nerede hareket orada bereket" misali belki orda çok hareket ettiğimden öyle bereketliydi günler.

***

Dün ne yaptım?
Hiç birşey yapmaya halim yoktu, olan yemeği yiyip biraz oturup 9 gibi yattım.
Pazar günü uzun bir aradan sonra ilk kez dışarı çıkmama, evde dinlenme kararı aldım, ona rağmen öyle yoruldum ki Pazartesi akşamını erkenden uyuyarak geçirdim.
Bu işte bir yanlışlık olmalı! 
Ama ne?!?
***
 
(Ablama Eşinden Doğum Günü Çiçeği)

***
Bu aralar neler yapıyorum?
Resmini çekmeyi hep unutsam da tam 4 tane soğan diktim. 2 tanesi lale soğanı, 1 tanesi sümbül ve bir de evdeki arpacık soğanı alıp taze soğan çıkar belki düşüncesiyle ekmiştim. Çünkü şimdi tam da soğanlı bitkileri ekme zamanı, ilkbaharda da çiçeklenecekler Allah'ın izniyle. Ama sanırım fazla suladım, pek su istemezlermiş. Gerçi lale soğanlarımdan biri toprağın dışına başını vermiş, bunu görünce pazar günü balkonda sevinç çığlıkları attım. Kapının önünde oynayan çocuklar da çığlığımdan bakakaldılar bana, hemen koşa koşa eşimi çağırdım, o da soğanın baş vermesindense, komşu çocuklarının bana bakmasından daha çok etkilendi :)
Komikti gerçekten ama çok sevindim.
Taze soğan 15 gün içinde olurmuş, makasla keserek 3 kere daha verir ve hatta seneye kadar saksıda kalsa, seneye bile verirmiş ama onu da çok suladım herhalde ki 2 hafta geçmesine rağmen herhangi bir ucu gözükmedi malesef. :(
Ve sanırım biraz da çürüdü, o yüzden balkonda duran bu taze soğan saksımı mutfakta masanın üstüne aldım.
Belki de hata arpacık soğandan seçmiş olmam da olabilir. 
Aslında Gülben Ergen'in programında ufak boy yemeklik soğandan, turuncu kabuklulardan kökleri saksıya gelecek şekilde ekmişlerdi. Ben de olmadı onu deneyeceğim.

Bu da evdeki çiçeksiz orkidem :(
***

Bunun yanı sıra, kış geldi, beni gene örgü örme merakı sardı.
Yeğenime bir şapka ördüm, annesi atkısını örmüştü, takım olsun diye aynı ipten.
Şimdi de küçük görümceme (daha 6 yaşında) şapka ve atkı takım örüyorum.
İnşallah onlar bitince resimlerini çekeceğim.
Kalın ip bulabilirsem kendime, kardeşime ve anneme battaniye örmek istiyorum. Hatta isteyen tüm herkese bedava örebilirim :) çünkü örmeyi seviyorum, tırnak yemekten alıkoyuyor beni ve televizyon izlerken ellerimin boş durmasını istemiyorum.



Alize'nin Zarif Simli serisinden yukarıda elimde gördüğünüz pembe rengi aldım ama  yukarıda gördüklerinize de bayıldım doğrusu.
Resimlerin kalitesizliğinden ötürü üzgünüm ama zoomlu ve cep telefonundan çekilince bu kadar oluyor.
***
 •*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

Bir de söz vermiştim ama yazamamıştım ne zamandır KelebekGibi'nin burda başlattığı çok güzel bir tanıtım kampanyası var.
Ben de yeni bir blog olarak katılmak istedim.
Yeni blogçularla tanışmak ve bloğunuzu tanıtmak için çok güzel bir yöntem gerçekten.
Siz de bloğunuzu duyurmak, yeni bloggerlarla arkadaş olmak ve bedava reklamının yapılmasını isterseniz mutlaka bir göz atın derim buraya.


*Kurdelenin ortasındaki gülen yüzler ne kadar da tatlı öyle değil mi? :))

•*¨*•.¸¸♥ ¸¸.•*¨*•

SON OLARAK: Twitter'da beni takip etmek için de buraya tık tık


26 Aralık 2011 Pazartesi

♥ ♥ ♥ Bebeko'nun seyir defteri Vol II... (Nişan) ♥ ♥ ♥



♥ ♥ ♥ Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim ♥ ♥ ♥


 Eveettt, merakla beklenen, en beğenilen nişan fotoğraflarımı paylaşacağım sizlerle sevgili okuyucular.
Daha önce burda da paylaşmıştım bir kısmını, şimdi ise yenileriyle devam edeceğim.
♥ ♥ ♥

 ♥ ♥ ♥

Yine az laf, çok resim...
  ♥ ♥ ♥
♥ ♥ ♥
♥ ♥ ♥
 Çekimler Yıldız Parkı'nda, Malta Köşkü ve Çadır Köşkü önünde çekildi.
Resim çektirme işlemi sonrası hayli yorulmuştuk. Hele o Yıldız yokuşundan aşağı, sırf aşağıdaki pozu verebilmek için nasıl yürüdüm hiç bilmiyorum doğrusu. :)


♥ ♥ ♥

Sonrasında teknede yapmış olduğumuz nişanımıza geçtik. 
Herşey çok güzeldi. 
Düğünümden çok nişanımın keyfini aldığımı ve doyasıya yaşadığımı söyleyebilirim çünkü nişan teknede olunca ne misafirler gidebiliyor, ne siz başka yere kaçabiliyorsunuz :)
Herkes bir arada olunca da daha samimi bir ortam oluşmuş oldu. 
Zaten nişanım 100-150 kişi arası oldu, yakın akrabalar vardı sadece. 
O yüzden fazla yabancılık hissetmedik hiç. 
Doyasıya eğlendik. 
Teknede nişan yapmayı düşünenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
Biz 26 Mart tarihinde çok güzel bir havaya denk geldik çok şükür de resimler böyle güzel çıktı ve boğaz manzarasının tadını çıkardı tüm konuklar.

İşte bu da şimdilik elimde olan tek boğaz manzaralı nişan fotoğrafım...

 ♥ ♥ ♥

İşte böyle sevgili blogdaşlar,

Düğünümle ilgili yeni postum da gelecek inşallah pek yakında! :)

  ♥ ♥ ♥

Peki nasıl buldunuz???

Siz daha önce teknede düzenlenen herhangi bir etkinliğe katıldınız mı?
Tavsiye eder misiniz?

 ♥ ♥ ♥

Herkese kucak dolusu kalplerle veda ediyorum bugünlük! ;)

♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥♥ ♥ ♥










20 Aralık 2011 Salı

♥ ♥ ♥ Yeni Tasarımım ♥ ♥ ♥ Resim Üstüne Yazı Ekleme ♥ ♥ ♥

Evet bugün Cuma günü hazırladığım 2 yeni blog resmimi sizlerin oylarınıza sunacağım. 
Ne zamandır resimlerimde yüzüm gözüksün istemediğim için resim ekleyemiyordum.
Hatta ne yapar ne ederim derken en basit yöntemi buldum MS Word'de tasarladım ve paint'e attım. 
İşte bu kadarcık! 

Aylardır kime sorsam bu konudaki sorularımı es geçti, konuyla ilgili bloglar vardı Allah'tan ama verdikleri linklerdeki dosyaları da ne yazık ki sadece evdeki laptopıma yükleyebildiğimden iş yerinde dımdızlak(!) kalakalıyordum. 
(Dımdızlak dedim de aklıma geldi, dün akşam Çok Güzel Hareketler Bunlar oyununa gittik sevgilimle. Yılbaşı programı çekimleriydi, çok eğlendik, yarınki postumda ondan da bahsedeceğim. 
Ne alaka demeyin şimdi dımdızlakla, Demet Akbağ da misafir oyuncular arasındaydı ve "dımdız-lak" kalmakla ilgili esprisine çok gülmüştüm. :) )
Velhasıl-ı kelam çok şükür imdadıma MS Word yetişti. 

Varan 1

Yukarıda da gördüğünüz üzere bunu üste aldım ama aslında yanlamasına uzun tutmak istiyordum ama fotoğrafın kalitesi bozuluyordu. İlerleyen günlerde bunun için de bir çözüm bulursam paylaşırım canlarım sizlerle de.

Varan 2

Bu gördüğünüz resimler, Çeşme'de aşkımla geçirdiğimiz Ramazan Bayramı tatilinden arta kalanlar... Gerçekten bayıldım sahil kısmına, ufacık bir yer ama oldukça klas ve değişik bir havası vardı; biraz Avrupai, biraz da Boston'daki Newbury Street'in havası vardı, belki bilenleriniz vardır!? Kesinlikle görülmeye değer balayı havasında geçireceğiniz bir gece garanti ediyorum sizlere Çeşme'nin merkezinin hemen dibinde yat limanının olduğu kısımdan bahsediyorum, adı var mı bilmiyorum ama bu mağazaların ve şık restorantların olduğu yer.
***
Gelelim oylamaya!..

Ne diyorsunuz?

Sizce hangisi başta dursun? 

Biraz vakit bulabilsem tüm fotoğraflarımı düzenleyip paylaşacağım ama fotoğraflar evde, ben işte malesef... :)) :((


16 Aralık 2011 Cuma

~~~ TARİFSİZ MUTLULUK! ~~~


Bu aralar tüm gününü online alışveriş sitelerinde ve bloglarda geçiren biri olarak bugün yaşadığım tarifsiz mutluluğu paylaşmak isterim sizinle...





Önce şöyle kısaca olayı özetleyeyim:
İnsanlar var: Derdini anlatırsın anlatırsın anlamaz, anlamak istemez, başka tarafa çeker, cevap vermek istemez, uzatır da uzatır... İnsanlar var: "Anlatma, istemiyorum" dediğin kötü şeyleri inadına anlatır, kötülüklerini kusarlar. İnsanlar var: İyi niyetli olsalar da önyargılı olmaktan ve yapıları gereği her soruya at gözlüğüyle bakıp HAYIR, YOK, OLMAZ'la cümlelerine başlayan...


Ben bir süredir farkında olmadan bu tür insanların etkisinde kalıyormuşum da haberim yokmuş meğer.
Bir süredir yanımda bulunan herkese işkence ettiğimi düşünüyordum kararsız olduğum için, meğer durum tam da aksineymiş, bana işkence ediliyormuş. İnsanlar beni sabote ediyormuş; bilerek veya bilmeyerek ama karar mekanizmamı çökertmişler bir şekilde! Fikirlerime, zihnime işlemişler zamanla tüm olumsuz tutumlarını... "O mu, bu mu?" diye diye hiçbir şey alamıyormuşum. Kasaya kadar gelip kasada vazgeçiyormuşum.


Dün uzun süredir ilk kez tek başıma alışverişe çıkmıştım. Benim baktıklarıma hızlıca "Hı hı! Yok Bence güzel değil! Hiç beğenmedim." deyip moral bozan, direk kendi için dolanıp benim fikir vermeyi seven yanımdan faydalanan, arkamdan "Hadi artık, tamam bitti mi?" gibi cümleler gelmeden, "Aaah! Yoruldum hadi!" gibi sızlanmalar, girdiğim mağazada beni çekiştiren biri olmadan (kendimi çoğu zaman çocuğuyla alışverişe giden anne gibi hissetmem de bu yüzdenmiş meğer) gezmek paha biçilemezmiş. 


İşte böyle böyle benim alışveriş zevkim işkenceye dönüşmüş ve ben online alışverişe yönelmişim. Ama dün akşam, haftasonu arkadaşımın evine gideceğimden şöyle dokunarak, hissederek bir şeyler almak istedim ve ne buldum bilin bakalımmmm?
Sakin ve huzurlu bir şekilde birbaşıma alışveriş yapabiliyormuşum bennnnnn! :))



***
Evet burda kesiyorum,
pek kısa olmadı özet ama iç dökmeye kalkınca eteğimdekiler de döküldü, hep incilerimden mi dökülsün di mi ama?
:)

Şimdi paylaşacaklarım gizli kalacak, aramızda yani, söz mü? ;)

Hayatım roman hesabı!...
Yaşadığım bir diyalogtan benim tarafıma ait kısımları paylaşacağım sevgili blogdaşlarımla... :)

***


§ ßЄβЄКΩ §:   

şu çağrı merkezlerindeki insanlar ne kadar relax, ne güzel.
soru soruyorsun,
"eh ıh yok" falan demiyorlar, 
"anlamadım" falan da demiyorlar,   
hem de 7 kat el yabancı yine de derdini anlıyor 

ve tek bir cevabı var ve çözümcül:
"hemen yardımcı olayım." diyor. 

"kartınıza 2-3 iş gününde yansıtılır." diyor. 
aman Allah'ım
sorumun hemen cevabını alıyorum; direk, oyalamadan,
anlaşmazlık olmadan, tartışmadan...

ne büyük mutluluk,
böyle bir huzur,
varmış oh be! 


§ ßЄβЄКΩ §:   
                                                                                          

valla bundan yazı çıkar.
alışveriş huzuru ve çağrı merkezlerinin insana verdiği huzur...
olumsuz insanlardan sonra 
herşey ne olumlu geliyor

  § ßЄβЄКΩ §:
kendimi rahatlamış, özgür,
sanki yurtd
ışına çıkıp gelmiş gibi hissediyorum! günahlarımdan arınmış gibi! 

bu kadar yoruyormuş beni demek dert anlatmak!...

  § ßЄβЄКΩ §:
yokmuş böyle bir lezzet!

başka yerde huzur bulmak bu olsa gerek heheh :) bunu yazıcam.

  § ßЄβЄКΩ §:
yaşadığım stres ve baskıdan sonra hissettiğim huzur ve mutluluktan bahsedeceğim,

ne büyük nimetmiş onu anlatacağım


                                                         ***************************

9 Aralık 2011 Cuma

♥ ♥ ♥ Benim Annem Güzel Annem...♥ ♥ ♥

♥ ♥ ♥

Boyner Mağazaları'ndan alışveriş yapmasanız da illa ki görmüşsünüzdür mağazalarını.
Ben geçenlerde ilk kez Boyner'in e-alisveris'ini denedim ve hizmetten oldukça memnun kaldım. Kargom ücrete dahil olan hediye paketi ve alternatif süslemeleriyle geldi, hem de siparişi verişimin ertesi gününde. İş yerimin hemen dibinde olan Forum Alışveriş Merkezi'ne bunun için gitmeme gerek kalmadı, ayağıma geldi. Benim için oldukça sevindirici bir detay bu çünkü ben Boyner'e hatta sadece Boyner değil hangi mağazaya girersem gireyim tek tek bakmadan çıkamıyorum, alacağım belli olsa bile! :))


Gördüğünüz kurdelayı daha cici geldiği için kullanmak istedim, diğeri daha resmi geldi. Bu arada diğerinin fotoğrafını ne yazık ki çekmemişim ama gardolabımda hazır duruyor ;) Bir ara çekip eklerim inşallah.



Kutuyu açtım içine de notumun iliştirildiği kartı buldum. Gerçekten hoş düşünülmüş sizce de öyle değil mi?

♥ ♥ ♥

Annemin almam için siparişini verdiği hatta parasını vermeyi bile teklif ettiği ufacık birşey aslında bu hediye. Annem benim kıyamaz hala kızlarına, hep parasını teklif eder. Benim kendi gibi yüreği de güzel annem.
İstediği de hepi topu minicik bir el kremi :) gazetede okumuş, küpürünü kesmiş, "internetten bir baksan" diyor. :)) İnternetten kitap istiyordu canım annem ne zamandır, dönüp de isteğini yerine getiremeyince vicdan azabından ben de aradım buldum ve siparişini verdim annelerin güzeline.  



%100 doğal, Shea yağı, onarıcı el kremi.

İyi günlerde kullansın benim pamuk annem ;)

Seni Seviyorummmmmm!

7 Aralık 2011 Çarşamba

AŞK-I MEMNU


Aşk-ı Memnu'nun üstünden aylar geçti belki ama hala her izlediğimde tüylerimi diken diken eden, sanki ben yaşıyormuşum gibi göğsümü sıkan ve boğazıma oturan bir his oluşuyor. Öyle gerçekçi, öyle etkileyici ki!.. Her biri dalında en güzel rolleri oynamış: Firdevs Hanım, Bihter, Behlül, Matmazel ve en sevmediğim Nihal bile... 

Şimdi hepsi başka dizilerde başrollerde oynuyorlar ve farklı karakterlere büründüler. Hayır hayır, gerçekten büründüler: KOSKOCA Bihter, süklüm püklüm, paspal, mavi boncuktan uyduruk kolyeli Fatmagül oldu. Behlül.... Aşağıda paylaştığım sadece tek bir videosu bile nasıl farklı bir havaya, karaktere büründüğünün göstergesi. Bu konuda daha çooook konuşurdum ama yasaklıyım malum ;) :p ıhm ıhmm!!


Film eleştirmeni değilim elbet ama yüreğime dokunan böyle 2 sahne, böyle güzel görüntü, ses, kostüm, makyaj, oyunculuk görmedim. Eğer ki Türk dizilerine Oscar verilseydi, oyum kesinlikle Aşk-ı Memnu'dan yana olurdu. 


Bu görüntü kalitesinin dizilere geçmesi elbette ki Asmalı Konak'la gerçekleşti. Aynı dönemlerde olmamasına ve hatta daha da eski olmasına rağmen Aşk-ı Memnu ile senaryo, oyunculuk, görüntü ve seste Oscar için yarışabilecek bir tek Asmalı Konak var. Tabi benim oyum yine de Aşk-ı Memnu'ya olurdu ;)




Ne de içten "Ölüyorum anlasana, anne ben ölüyorum yardım et." diyor.
Sanki acıyı ben çekiyorum da ben yardım istiyormuşum gibi kıvranıyorum izlerken.
Hele şu sahnedeki monolog (Behlül'ün sesi çıkmadığı için :) ) yakıyor beni: "Beni beni Bihterin'i!... derken Bihter hissediyorum aynı acıyı.

Kapanışı Bihter yapacak ;)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Follow Me on Pinterest